Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki lisans öğrenimim sırasında ve öncesinde (1982-1987) Orhan Hançerlioğlu’nun Felsefe Sözlüğünü lise yıllarında okumuş olmama rağmen “etik” sözcüğüyle hiç karşılaştığımı hatırlamıyorum. İtiraf etmem gerekir ki, bu yazıyı kaleme alana kadar da “etik” konusunda sistematik bir okuma veya araştırmam da olmadı. Benim kuşağımın hukukçularının da eğer felsefeye çok özel ilgisi yoksa benimle aynı durumda olduğunu tahmin ediyorum.
|
02.10.2023 |
21.03.2023 |
20.03.2023 |
07.02.2023 |
18.11.2022 |
18.11.2022 |
09.11.2022 |
18.10.2022 |
Anayasa Mahkemesi, İsmail Avcı Başvurusuyla ilgili olarak verdiği kararla koşulları oluşmadan açılmış olan belirsiz alacak davasında davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesini adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlali olduğuna, ihlalin sonuçlarının kaldırılması için kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir[i]. |
02.05.2022 |
Adalet Bakanlığı 13-14 Ocak 2022 tarihlerinde iki günlük “Hukuk Eğitimi Sempozyumu” düzenledi. Otuz akademisyen bu sempozyumda hukuk eğitimi konusunda bildiri sundular. Adalet Bakanlığı Twitter hesabından hocaların görüşlerini yayınladılar. Bu etkinliğin çağrışımı ile Ertuğrul Uzun’un “Hukuk Fakültesinde Hocalara Gerek Var mı?” başlıklı yazısını tekrar okuyarak hukuk öğrenimi konusunda düşüncelere daldım |
05.02.2022 |
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 14 Eylül 2020 tarihinde verdiği ve Yargıtay internet sitesinde yayınlanan 13 adet kararıyla belirsiz alacak davasının şartları konusunda önceki içtihadından dönmüş ve yeni bir içtihat benimsemiştir. Ancak bu yeni içtihadın, kararın Yargıtay Kararları Dergisi veya başkaca yolla yayını tarihinden sonra açılan davalarda uygulanacağına hükmetmiştir[i]. Başka bir ifadeyle Daire, yerleşik bir içtihattan dönülmesi halinde yeni içtihadın yer aldığı ilk kararın yayınlanması tarihine kadar önceki içtihada güvenilerek açılmış olan davalara yeni içtihadın uygulanmayacağına ve eski uygulamaya devam edileceğine karar vermiştir. Buna göre yeni içtihat, bu içtihadın benimsendiği kararın Yargıtay Dergisinde veya başka yolla yayınından sonra açılacak davalara uygulanacaktır. |
16.11.2021 |
Mesleğe yeni başlayan avukatlara en sık verilen tavsiye “duruşmada beyanlarınızı tutanağa geçirtin” tavsiyesidir. Bu tavsiyeye Prof Dr. Adem Sözüer’in YouTube kanalındaki “Ceza Hukuku Panelleri: Duruşma” başlıklı panelinde de rastladım[i]. Programda Prof. Dr. Ali Kemal Yılmaz, avukatlara hitaben ısrarla “usule aykırı her işlemi tutanağa geçirtin” tavsiyesinde bulunuyordu. |
24.08.2020 |
Ceza Muhakemesi Kanunun (CMK) m. 201 (1)’e göre cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; bilirkişilere duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler. Hukuk Muhakemeleri Kanunun (HMK) m. 152 - (1)’e göre de duruşmaya katılan taraf vekilleri; bilirkişilere duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler. |
24.08.2020 |
Bu yazımızda mevcut yasal düzenlemelerle dürüst bir sorgunun mümkün olup olmadığını, uygulamada sorgunun dürüst olarak yapılıp yapılmadığını ve nihayet adil bir yargılama için sorgu kurumuna ihtiyaç olup olmadığını inceleyeceğiz. |
24.08.2020 |
Doktrinde hâkim; ceza muhakemesinde yargılama faaliyetini yürüten kişi, iddia ve savunma makamlarının görüşlerinin bir sentezini yaparak maddi gerçeğe ulaşıp, maddi gerçeğe hukuk kurallarını uygulayarak hüküm kuran kişi , uyuşmazlık hakkında iddia ve savunma ışığında karar veren kişi olarak tanımlanmıştır. |
01.10.2019 |
Türkiye Barolar Birliği, yargı reformunu birer cümlelik maddeler halinde avukatlara anlatmak amacıyla "Yargı Reformu Strateji Belgesi Neler Getiriyor?" başlıklı bir broşür yayınlamış. Broşürün 19. maddesinde "asliye ceza mahkemelerinde duruşma savcısı uygulaması geri geliyor" deniliyor. |
27.09.2019 |
Ceza Muhakemesi Kanununda "dosya" sözcüğü yirmi sekiz ayrı maddede geçmektedir. Bu maddelerin sekizi dosyanın bir yerden başka bir yere gönderilmesi, dört tanesi bir belgenin dosyaya konulmasıyla ilgilidir. "Dosyanın incelenmesi"yle ilgili ise sadece üç madde bulunmaktadır. Bu maddelerde geçen "dosya" sözcüğü, dosya gömleği denilen karton muhafaza içinde somut bir uyuşmazlıkla ilgili tüm fiziki evrakların toplanmış halini ifade etmektedir. CMK'nun 308/A maddesi hariç diğer tüm maddeler, bu fizikî dosyadan bahsetmektedir. Anılan madde ise UYAP'ta kayıtlı e-dosyadan söz ediyor. Bu yazımızın konusunu fiziki dosyalar oluşturmaktadır. |
23.09.2019 |
Ceza mahkemelerinde müdafi olarak katıldığımız duruşmalarda davadaki statümüz konusunda sık sık yaşadığımız terim tartışması nedeniyle bu konuda bir yazı yazmak niyetindeydim. Zira Müdafi, olarak duruşma zabıtlarına "sanık vekili" yazılmaması gerektiğine, davadaki hukuk statümün "müdafi" olduğuna hâkimleri çoğu kez ikna etmekte başarısız oluyordum. Ancak, Dr. Suat Çalışkan'ın "Hukuki Haber" adlı internet sitesinde 21 Eylül 2019 tarihinde yayımlanan "Müdafii ile Mağdurun Kanuni Temsilcisinin İradelerinin Çelişmesi" başlıklı makalesi ile karşılaşınca bu konuda yazma planımı daha fazla geciktirmeme kararı aldım. Zira makalenin sahibi doktora yapmış bir Cumhuriyet Savcısıydı. Başlıktaki yönlendirme nedeniyle yazıyı anlamak için iki defa okumak zahmetine katlanmak zorunda kaldım. Zira karşınızda dört kitap ve sayısız makale yayımlamış doktora yapmış bir cumhuriyet savcısı var ise, hatalı olduğunu düşünme konusunda ister istemez duraksıyorsunuz. |
21.09.2019 |
Hukuk doktrininde, "karar incelemesi," "içtihat eleştirisi," vb. türünden bilimsel yazı geleneği vardır. Bu yazılar hukuk uygulamasını verilmiş mahkeme kararları üzerinden inceler ve değerlendirir. Bu yazıların konusu yargılama süreci sonucuna ortaya çıkan ve adına "karar" ya da "içtihat" denilen ürünlerdir. Bir davanın "yargılama sürecini" inceleyen makale bulmak neredeyse imkânsızdır.
|
19.09.2019 |
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku Anabilim dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Bülent ALGAN, 8.8.2019 tarihinde Twitter hesabından şöyle bir paylaşımda bulunarak müdafi etiği ilgili ilginç bir tartışmayı başlattı:
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku Anabilim dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Bülent ALGAN, 8.8.2019 tarihinde Twitter hesabından şöyle bir paylaşımda bulunarak müdafi etiği ilgili ilginç bir tartışmayı başlattı:
"Müvekkili daha az ceza alsın diye kendince "akıl verip" yalan ifade verdirten ve böyle kazandığı paraları çoluk çocuğuna yedirtenlere ne demeli bilmiyorum." |
30.08.2019 |
1 2 3 ![]() |